Örgü hayatımın her evresinde vardı üniversite yıllarım hariç. İlk örgüyle ilkokulda tanıştım. Annem elimize tığ verir ufak tefek şeyler ördürürdü. Ben de bebeklerime elbiseler örer; eskimiş çoraplardan kesip biçerek elbiseler dikerdim. Geçmişe dönüp baktığımda el becerimin ta o zamandan beri var olduğu belliymiş:) O zamanda bebeklerimiz de çok kıymetliydi. Şimdiki gibi istediğimiz zaman alınabilecek şeyler değildi. Anacığım ev parasından arttırırsa pazardan plastik bebek alırdı. Şimdiki nesil bu konuda şanslı; fakat genel olarak şanslı mı bilemiyorum. Şimdi her istenilen alınıyor ,kadir kıymet bilen yok.
İlkokulda bebeklerime elbise örerken ortaokulda daha ince iş olan dantele geçtim. Dantellerimin çoğunu bu evrede ördüm. Lisede ise süveterdi yelekti bu tür örgülere merak saldım. Üniversite ciddi bir geçiş süreci olduğu için örgüye ara verdim. Çalışma hayatıma son verdikten sonra ilk çocuğuma hamileyken tekrar örgüyle arkadaş oldum. Örgü benim için bir hobi, bir terapi. Örgü örerken müthiş rahatlıyorum. Her bayanın da bir el uğraşısı olması gerektiğini düşünüyorum. En doğal tedavi süreci.
...ve geçelim örgülerimize. Büyük örgü prenses bebeklerimden bahsetmek istiyorum. İlk prenses bebeği yaptığımda çevremden çok güzel yorumlar aldım. Talep edenler oldu. İlk prenses bebeğim: